Hacı Bayram Mah. Hükümet Cad.
Hükümet Han No: 8 / 41 Kat : 5
Ulus - ANKARA - TURKİYE
Ofis Tel : 00 90 312 310 84 35
Ofis Faks : 00 90 312 310 84 37
M. ŞAHİN : 00 90 542 214 54 02
web : www.avrasyaturizm.net
e-mail : 06avrasyatur@gmail.com
www.avrasyaturizm.net her hakkı saklıdır
Umre Nedir ?
Umre Nedir?
•
Sözlükte;
ziyaret
etmek,
uzun
ömürlü
olmak,
evi
mamur
etmek,
bir
yerde
ikamet
etmek,
korumak,
malı
çok
olmak
ve
Allah'a
kulluk
etmek
anlamlarındaki
"a-m-r"
kökünden
türeyen
umre;
belirli
bir
zamana
bağlı
olmaksızın
ihrama
girip
Kâbe'yi
tavaf
edip
Safa
ile
Merve
arasında
sa'y
yaptıktan
sonra
tıraş
olup
ihramdan
çıkmak
suretiyle
yerine
getirilen
bir
ibadettir.
•
Hac
ibadetinden
farkı,
bir
zamanla
sınırlı
olmaması,
Arafat
ve
Müzdelife
vakfesi
ile
kurban
kesme
ve
şeytan
taşlama
görevlerinin
bulunmamasıdır.
Bu
bakımdan
hacca,
"Hacc-ı
Ekber"
(büyük
hac),
umreye
de
"Hacc-ı
Asgar"
(küçük
hac) denir.
•
Umrenin
iki
farzı
vardır.
İhram
ve
tavaf.
Bunlardan
ihram
şart,
tavaf
rükündür. Vacipleri ise sa'y ile tıraş olup ihramdan çıkmaktır.
•
(Bu
bölüm,
Doç.
Dr.
İsmail
KARAGÖZ--
Mehmet
KESKİN-
Doç.
Dr.
Halil
ALTUNTAŞ
tarafından
hazırlanan
"Hac
İlmihali"
ile
Dr.
Ekrem
KELEŞ
tarafından
hazırlanan "Umre Rehberi" adlı eserlerden alınmıştır.)
Umrenin Hükmü
Müslüman'ın
ömründe
bir
defa
umre
yapması
Hanefi
ve
Maliki
mezheplerine
göre müekked sünnet, Şafii ve Hanbeli mezhebine göre ise farzdır.
Hanefi
bilginlerden
umrenin,
vitir
namazı,
kurban
ve
fıtır
sadakası
gibi
vacip
olduğu görüşünde olanlar da vardır.
Umrenin
hükmü
konusundaki
ihtilaf;
"Haccı
ve
umreyi
Allah
için
tamamlayın..."
(Bakara,
2/196.)
anlamındaki
ayete
getirilen
farklı
yorumlar
ile
bu
konuda
farklı
rivayetlerin bulunmasından kaynaklanmaktadır.
Âyet-i
kerime,
farz
olsun
nafile
olsun
hac
ve
umre
ibadetine
başlanınca
bu
görevin
yarım
bırakılmayıp
tamamlanması
gerektiğini
ifade
ettiği
gibi
"Orucu
akşama
kadar
tamamlayın"
(Bakara,
2/187.)
anlamındaki
ayette
olduğu
gibi
"hac görevini yerine getirin" anlamını da ifade eder.
İmam
Şafii
ve
İmam
Ahmed
b.
Hanbel,
bu
ayeti
hac
ve
umre
görevini
yerine
getirin
şeklinde
bir
emir
olarak
anlamışlar,
umrenin
farz
olduğu
içtihadında
bulunmuşlardır. Ayrıca şu rivayetleri de görüşlerine delil olarak almışlardır:
Hz. Aişe,
-"Ey Allah'ın Elçisi! Kadınların cihat yapması gerekli midir"? Diye sormuş,
Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselam,
-Evet,
(onlara)
içinde
savaş
bulunmayan
cihat
(yani)
hac
ve
umredir
gereklidir"
buyurmuştur. (İbn Mâce, Menasik, 8, II, 968. Şirbînî, II, 206-207.)
"Umre küçük hacdır", (Muğnî, V, 14.)
Sahabeden Ebü Rezin el-Ukeyli,
-
"Ey
Allah'ın
Elçisi!
Babam
ihtiyar
bir
insandır.
Ne
hac
ve
umre
ne
de
yolculuk
yapmaya gücü yeter. (Ne yapması gerekir)" diye sormuş,
Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselam da,
-
"Babanın
yerine
sen
hac
ve
umre
görevi
yap"
buyurmuştur.
(Ebû
Dâvûd,
Menâsik, 26. II, 402. İbn Mace, Menasik, 10, II, 970.)
Umrenin farz olmadığı görüşünde olanlar ise;
"...Gücü
yetenlerin
haccetmesi
Allah'ın
insanlar
üzerinde
bir
hakkıdır"
(Al-i
İmrân,
3/
97.)
anlamındaki
ayette
ve
İslam'ın
beş
temel
esasını
beyan
eden
hadis-i
şerifte
umrenin
geçmemiş
olmasını
umrenin
farz
olmadığına
delil
getirmişlerdir. Şu hadisleri de görüşlerine delil olarak zikretmişlerdir:
"Hac,
farz,
umre
nafile
bir
ibadettir"
(İbn
Mâce,
Menâsik,
8,
II,
968.
Tirmizî,
Hac,
88. III, 270. Kâsânî, II, 226.Taberî, II, 2/212. Muğnî, V, 13.)
Cabir
ibn
Abdullah'ın
bildirdiğine
göre
bir
sahabi
Peygamberimiz
aleyhisselatu
vesselam'a
- "Ey Allah'ın Elçisi! Umre farz mıdır diye sormuş,
Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselam da,
-
"Hayır,
umre
yapman
senin
için
daha
hayırlıdır"
buyurmuştur.
(Taberî,
II,
2/212.Tirmizî, Hac, 88. III, 270. Ahmed, III, 316. )
Umrenin
farz
olduğu
içtihadında
bulunanların
görüşlerine
delil
olarak
zikrettikleri
hadiste
geçen
"umreye
küçük
hac"
denilmesini
"sevabını
beyan
içindir" şeklinde açıklamışlardır.
Abdullah
ibn
Ömer'in
bildirdiğine
göre
Peygamberimiz
aleyhisselatu
vesselam
dört
defa
umre
yapmış,
(Tirmizî,
Hac,
93.
III,
275)
umre
yapılmasını
teşvik
etmiş
ve;
"Umre,
daha
sonraki
umreye
kadar,
ikisi
arasında
işlenen
günahlar
için
kefifrettir.
Allah
katında
makbul
haccın
karşılığı
ise
ancak
cennettir"
(Tirmizî,
Hac, 90. III, 272.) buyurmuştur.
(Bu
bölüm,
Doç.
Dr.
İsmail
KARAGÖZ--
Mehmet
KESKİN-
Doç.
Dr.
Halil
ALTUNTAŞ tarafından hazırlanan "Hac İlmihali" adlı eserden alınmıştır.)
Umrenin Zamanı
•
Haccın
ancak
hac
aylarında
yapılabilmesine
karşılık
umre
için
belirlenmiş
her
hangi
bir
zaman
yoktur.
Arefe
ve
bayram
günleri
(teşrik
tekbirlerinin
getirildiği 5 gün) dışında her zaman umre yapılabilir.
•
Arefe
günü
sabahından
bayramın
4.
günü
güneş
batıncaya
kadarki
süre
içinde
umre
yapmak
tahrimen
mekruhtur.
Çünkü
bu
günler
hac
menasikinin
yapıldığı günlerdir.
•
Şafii,
Maliki
ve
Hanbeli
mezheplerine
göre
hac
için
niyetli
olmayanlar;
teşrik
günleri dâhil yılın her gününde umre yapabilirler.
•
Maliki
mezhebine
göre
hac
için
niyetli
bulunanlar,
bayramın
4.
günü
güneş
batıncaya
kadar,
Şafii
mezhebine
göre
ise
veda
tavafı
dışında
haccın
bütün
menasiki tamamlanmadıkça umre yapamazlar.
•
Umrenin
Ramazan
ayında
yapılması
daha
faziletlidir.
Peygamberimiz
aleyhisselatu vesselam,
•
"Ramazan
ayında
yapılan
umre,
hacca
denktir"
buyurmuştur.
(Tirmizî,
Hac,
90. III, 276.)
•
(Bu
bölüm,
Doç.
Dr.
İsmail
KARAGÖZ--
Mehmet
KESKİN-
Doç.
Dr.
Halil
ALTUNTAŞ tarafından hazırlanan "Hac İlmihali" adlı eserden alınmıştır.)
Umrenin Yapılışı
•
Umre
yapmak
isteyen
kimse;
gerekiyorsa
koltuk
altı
ve
kasık
kıllarını
giderir,
saç
sakal
tıraşı
olur,
bıyıklarını
düzeltir,
tırnaklarını
keser
ve
boy
abdesti
alır,
boy abdesti alma imkânı yoksa abdest alır, vücuduna güzel koku sürünür.
•
Erkekler,
atlet,
külot,
çorap,
elbise
ve
ayakkabılarını
çıkarırlar.
İzar
ve
rida
adı
verilen
iki
parça
ihram
örtüsüne
bürünürler.
Rida’
nın
uçlarını
birbirine
bağlamak
veya
iğne
ile
tutturmak
mekruhtur.
Ayaklarına
arkası
ve
üzeri
açık
terlik
giyerler.
Bele
kemer
bağlamada,
sırta
çanta
almada
ve
şemsiye
kullanmada
bir
sakınca
yoktur.
Kadınlar
elbise
ve
ayakkabılarını
giymeye
devam ederler, başlarını açmazlar, yüzlerini de örtmezler.
•
İhramın
sünneti
niyeti
ile
iki
rekât
ihram
namazı
kılarlar.
Namazın
birinci
rekâtında
Fatiha
suresinden
sonra
"kâfurun"
suresini,
ikinci
rekâtında
ise
yine
Fatiha suresinden sonra "ihlâs" suresini okurlar.
•
Umre
yapmak
isteyen
kimse
afakî
ise
mikat
sınırlarını
geçmeden,
Hill
bölgesinde
ikamet
ediyorsa
bulunduğu
yerde,
Harem
bölgesinde
bulunuyorsa
Hill bölgesinde mesela Ten’ime giderek ihrama girer.
•
İhrama,
niyet
etmek
ve
telbiye
getirmek
suretiyle
girilir.
Niyet,
umre
yapacağının kalben belirlenmesi demektir.
•
Niyetin,
•
"Allah'ım!
Umre
yapmak
istiyorum.
Onu
bana
kolaylaştır
ve
onu
kabul
buyur" diyerek diliyle ifade edilmesi müstehaptır.
•
Niyet ettikten sonra,
•
Telbiye getirir
•
Buyur
Allah'ım
buyur!
Buyur,
senin
hiçbir
ortağın
yoktur.
Buyur,
şüphesiz
her
türlü
övgü,
nimet,
mülk
ve
hükümranlık
sana
mahsustur.
Senin
ortağın
yoktur"
diyerek
telbiye
getirir.
Böylece
ihrama
girmiş
ve
ihram
yasakları
başlamış olur.
•
Mekke'ye
varıncaya
kadar
vasıtalara
binişte
ve
indiği
yerde,
kafilelerle
karşılaştığında,
şehirlere
girdiğinde,
akşam
ve
sabah,
gece
ve
gündüz,
vasıtada,
yürürken,
otururken,
yatarken,
ayakta
iken,
inişte,
yokuşta,
mekân
değiştikçe
ve
farz
namazların
arkasından
her
fırsatta
telbiye,
Tekbir,
Tehlil
ve
salavat-ı
şerife yüksek sesle söyleyerek yolculuğuna devam eder.
•
Telbiyeyi
her
söyleyişte
üç
defa
tekrarlamak,
sonra
Tekbir,
Tehlil
ve
salâvat-ı
şerife okumak müstehaptır.
•
Mekke'ye yaklaşıp Harem bölgesine girince
•
"Allah'ım!
Burası
senin
haremindir,
emin
kıldığın
yerdir.
Beni
cehenneme
girmekten
koru.
Kullarını
dirilttiğin
gün
beni
azabından
güvende
kıl,
beni
dostlarından ve itaatkâr olanlardan eyle" diye dua eder.
•
Mekke'ye abdestli girmek sünnet, gündüz girmek müstehaptır.
•
Mekke'de
otele
veya
eve
yerleşip
dinlendikten
sonra
mümkünse
boy
abdesti,
mümkün
değilse
abdest
alır,
yaya
veya
vasıta
ile
Mescid’i
Harem'e
gider.
Yolda
Tekbir,
Tehlil,
telbiye
ve
salavat-ı
şerife
getirir.
Tevazu
ve
saygı
ile
"Allah'ım!
Rahmet
kapılarını
bana
aç
ve
beni
kovulmuş
şeytandan
koru"
diye
dua ederek Mescid’i Harem'e girer.
•
Beytullah’ı görünce üç defa Tekbir ve Tehlil getirir ve şu duayı okur.
•
"Allah'ı
noksan
sıfatlardan
tenzih
ederim,
Her
türlü
övgü
Allah'a
mahsustur,
Allah'tan
başka
ilah
yoktur.
Allah
en
büyüktür.
Allah'ım!
Bu
senin
evindir.
Onu
Sen
yücelttin,
Sen
şereflendirdin,
Sen
değerli
yaptın.
Onun
yüceliğini,
şerefini
ve
değerini
artır.
Ya
Rabbi!
Onun
değerini
artıran,
onu
şereflendiren,
ona
saygı
gösteren
kimsenin
şerefini,
saygınlığını,
heybetini,
yüceliğini
ve
iyiliğini
artır.
Allah'ım!
Sen
selamsın
ve
selamet
ancak
sendendir.
Bizi
selametle
yaşat
ve
selamet
yurdun
olan
cennetine
koy,
ey
Celal
ve
ikram
sahibi
Allah'ım!
Sen
her
şeyden yücesin ve her şeyden üstünsün"
•
Bildiği başka duaları da okuyabilir. Tavafa başlamadan önce telbiyeyi keser.
•
Hacer-i
Esved
hizasına
gelir,
yönünü
ona
döner,
ellerini
omuz
hizasına
kadar
kaldırıp
"Bismillah,
Allahu
Ekber"
diyerek
Hacer-i
Esved'i
selamlar,
Tekbir,
Tehlil
ve
tahmid
getirir.
Kalabalık
değilse
ve
kimseye
eziyet
vermeyecekse
Hacer-i
Esved'i
öper,
kalabalık
ise
Hacer-i
Esved'i
öpmez.
İstilam,
sünnet,
insanları
itip
kakmak
ve
eziyet
vermek
günahtır.
Sünneti
ifa
etmek
için
günah işlenmez.
•
Umre tavafı yapmaya niyet eder. Niyetini,
•
"Allah'ım!
Senin
için
umre
tavafını
yedi
şavt
olarak
yapmak
istiyorum.
Onu
benim için kolaylaştır ve kabul eyle" diyerek yapması müstehaptır.
•
Tavafını,
Kâbe’yi
soluna
alıp
Hatim
‘in
dışından
dolanarak
yapar.
Her
şavtta
Rüknü
Yemani
ve
Hacer-i
Esved'i
uzaktan
"Bismillah,
Allahu
Ekber"
diyerek
istilamda
bulunur.
Hacer-i
Esved'i
istilam,
sünnet,
Rüknü
Yemani’yi
istilam
ise
müstehaptır. Rüknü Yemani öpülmez, diğer köşeler istilam edilmez.
•
Tavaf
sırasında
mesnun
duaları
veya
bildiği
duaları
okur
ve
sessizce
Tekbir
ve Tehlil getirir veya Kur'an okur.
•
Tavafın
ilk
dört
şavtı
farz;
tavaf'ı
cünüp,
adetli
ve
nifas
halinde
değilken
ve
abdestli
olarak
yapmak,
avret
yerlerini
örtmek,
tavafı
Kâbe’yi
soluna
alarak
yapmak,
tavafa
Hacer-i
Esved
hizasından
başlamak,
tavafı
Hatim
‘in
dışından
dolanarak
yapmak,
gücü
yetenin
tavafı
yürüyerek
yapması
ve
şavtı
yediye
tamamlamak vaciptir. Bunlardan biri terk edilirse dem gerekir.
•
Tavaf'ta ıztıba' ve ilk üç şavtta remel yapar.
•
Tavaf
yedi
şavta
tamamladıktan
sonra
"Mültezem"de
ve
Hatim
‘de
dua
eder.
Mümkünse
Makam-ı
İbrahim'in
arkasında
değilse
uygun
bir
yerde
iki
rekât
"tavaf
namazı"
kılar,
bu
namazı
kılmak
vaciptir.
Namazdan
sonra
dua
eder, peşinden zemzem içer ve Hacer-i Esved'i istilam eder.
•
Umrenin
sa'yini
yapmak
üzere
Safa'ya
gider.
Yönünü
Kâbe’ye
döner,
Tekbir,
Tehlil, tahmid ve salâtü selam getirir, dua eder.
•
Sa'y yapmaya niyet eder. Niyetini,
•
"Allah'ım!
Senin
rızan
için
Safa
ile
Merve
arasında
yedi
şavt
olarak
umrenin
sa'yini yapmaya niyet ediyorum" diyerek yapması müstehaptır.
•
Sa'yini
yedi
şavt
olarak
Safa'da
başlayıp
Merve'de
bitirir.
Sa'y
yaparken
mesnun
duaları
veya
bildiği
duaları
okur
ve
sessizce
Tekbir
ve
Tehlil
getirir
veya
Kur'an
okur.
İki
yeşil
ışık
arasında
"hervele"
yapar.
Say’ı
tamamlayınca
Merve'de dua eder.
•
Umrenin sa’yi vaciptir. Terk edilirse dem gerekir.
•
Berberde
veya
evde
veya
otelde
saç
tıraşı
olur
veya
saçlarını
kısaltır,
böylece ihramdan çıkar ve bu şekilde umre ibadetini yapmış olur.
•
Kadınlar,
remel
ve
hervele
yapmazlar.
Tekbir,
Tehlil
ve
telbiyede
seslerini
yükseltmezler.
İhramdan
çıkmak
için
saçlarının
ucundan
parmak
ucu
kadar
kesmeleri yeterlidir. Kadınlar adetli iken tavaf yapmazlar.
•
(Bu
bölüm,
Doç.
Dr.
İsmail
KARAGÖZ--
Mehmet
KESKİN-
Doç.
Dr.
Halil
ALTUNTAŞ tarafından hazırlanan "Hac İlmihali" adlı eserden alınmıştır.)